Özel Beyaz Bireysel Gelişim ve Aile Danışma Merkezi - 0212 231 6112 / 0532 201 4180

 

 

 

Son günlerde ekonomik sıkıntılar, bireylerin gündeminde ve zihinlerinde sıklıkla yer alarak, geleceğe dair yoğun bir kaygı, umutsuzluk ve güvensizlik hissi yaratıyor. Bu zorluklar, geleceği tahmin etmeyi, yeni kararlar almayı zorlaştırıyor ve geleceğe dair belirsiz bir atmosfer yaratıyor. Bu atmosfer duygusal dalgalanmaları da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla, bireylerin psikolojik iyi oluş halini olumsuz yönde etkiliyor ve birçok psikopatolojik rahatsızlığın da  kapısını aralıyor. Bireylerin ruh halini, duygu durumlarını ve davranışlarını etkileyen finansal sıkıntılar aile ve sosyal ilişkilerinde de iletişim problemlerine ve gerginliklere ortam hazırlıyor.

Ekonomik zorlukların ardından bireylerde sıklıkla görülebilecek psikolojik etkileri aşağıda sıralayabiliriz;

 

1.         Psikopatolojik rahatsızlıklara sebep olabilir:

  • Kaygı Bozuklukları: Ekonomik zorlukların açığa çıktığı dönemlerde kaygı bozuklukları da açığa çıkabilir. Ekonomik belirsizlikler, geleceği öngörememe, iş hayatı ile ilgili karşılaşılan zorluklar (işsizlik, iş kaybı, iş yerinde dayatılan zorluklar, emeğinin karşılığını alamam, vb.) gelir kaybı ve ödenmesi gereken yükümlülükler (borçlar, taksitler, vb.) bireylerin stres seviyelerinde artışa yol açabilir. Dinginleşmeyen ekonomi gün geçtikçe kaygı seviyesinde artışa sebep olabilir. Bunlara ek olarak, geleceği kestirmek zorlaşabileceği için geleceğe yönelik kararlar vermek ve riskler almak bireyler için korkutucu ve kaygı verici olabilir. 
  • Depresyon: Depresyon belirtileri de böyle dönemlerde açığa çıkabilir. Ekonominin olumsuz yönde ilerleyişi bireylerin hedeflerini, isteklerini ve beklentilerini elde etmelerinin önüne geçebilir ve hayal kırıklıkları, yetersizlik, umutsuzluk ve çaresizlik gibi duyguların açığa çıkmasına sebep olabilir. Bu duygulara bağlı olarak isteksizlik ve motivasyon eksikliği de sıklıkla kendisini gösterebilir. Yaşam kalitesi düşen bireyler hayattan doyum almakta zorlanabilirler.
  • Psikosomatik rahatsızlıklar (fizyolojik bir sebebe bağlı olmayan vücuttaki ağrılar, gastrit, egzama, alerji, vb.) ekonomik sıkıntıların ardından açığa çıkabilir. Bireylerin yaşadıkları duygusal zorluklar bazen bedenlerine yansıyabilir ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
  • Uyku bozuklukları da sıklıkla görülebilen psikopatolojik rahatsızlıklardandır. Deneyimlenen zorlu duygular ve olayların ardından bireylerin zihinlerini rahatlatıp uykuya dalmaları zorlaşabilir. Öte yandan, böyle dönemlerde bazıları ise kendilerini bir hayli yorgun, bitkin hissedebilir ve uyku sürelerinde artış gözlemlenebilir.

 

2.         Aile ilişkilerinde zorluklara yol açabilir:

  • Finansal zorluklar sebebiyle ailedeki maddi sorumluluğu üstlenen kişi veya kişilerin üzerindeki baskı artabilir ve rol değişiklikleri yaşanabilir. Ailedeki bireylerden birinin işten çıkarılması gelir kaybına yol açabilir. Bu durumda, ek gelir elde edebilmek için aile üyeleri yeni sorumluluklar almak zorunda kalabilir. Örneğin; ek işte çalışma, mesai sürelerinde artış ya da ev içi işlerin görev dağılımında değişiklikler yapılabilir. Böylece, aile içerisindeki bireylerin birbirlerine ayırdıkları vakitlerde de azalmalar görülebilir. Ayrıca, dinlenmek için ayrılan zamanın azalması ile birlikte bireylerde tükenmişlik hissi, içe kapanma, öfkeli olma veya iritabilite gözlemlenebilir. Bu yoğun duygular zaman zaman aile içerisindeki bireylerin birbirlerini anlamalarının önüne geçebilir ve gerginliklerin artmasına sebep olabilir.
  • Öte yandan, bazı ebeveynler yaşanılan finansal zorlukları çocuklarına hissettirmekten kaçınabilir. Fakat, çocuklara anlatılmasa da çocuklar ebeveynlerinin beden dilinden ve mimiklerinden yaşanılan zorlukları hissedebilirler. Bu durum, onların belirsizlik ve bilinmezlik ile baş başa kalmalarına ve kaygılarının artmasına sebep olabilir. Böylece, aile içinde güvensizlik ve iletişimsizlik artabilir.
  • Buna ek olarak, aile içerisinde maddi zorlukların ve sıkıntıların gereğinden fazla dile getiriliyor olması evdeki kaygıyı körükleyebilir, zihinsel yorgunluğa sebep olabilir, depresif duygu durumunda atışa yol açabilir.
  • Ailedeki stresin artması ile birlikte ev ortamında ilişkilerde gerginlikler, kırılganlıklar, fevri tepkiler ve tartışmalar artabilir. Böylece, aile içerisinde duygusal destek bulmak ve sunmak güçleşebilir. Bireyler kendilerini anlaşılmamış hissedebilirler. Bu sebeple, ekonomik zorluklar yaşayan bir ailede davranış problemleri, öfke kontrolünde zorluklar ve isyankar davranışlar açığa çıkabilir.

 

3.         Sosyal yaşantıda zorluklara yol açabilir:

  • Maddi zorluklar sosyal hayat üzerinde de olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bireyler sosyal etkinlikleri ekonomik olarak karşılamakta zorlanabilirler ve kendilerini izole etmek durumunda kalabilirler. Sosyal hayat başakları ile bağ kurmayı, arkadaşlıklar edinmeyi ve sosyal destek almayı olanaklı kılar. Fakat, bireyler kendilerini sosyal imkanlardan soyutlamak durumunda kaldıklarında kendilerini yalnız ve desteksiz hissedebilirler.

 

 

Çocuklar ve gençler ekonomik zorluklardan nasıl etkileniyorlar?

 

Son yıllarda küçük yaşta çocukların bile ekonomi hakkında konuştuğu ve döviz kurlarının kaça çıktığını takip ettiği günlerden geçiyoruz. Ekonomi artık onların da zihinlerini meşgul eden bir konu haline geldi. Almak istedikleri oyuncakların, yapmak istedikleri sosyal etkinliklerin, gitmek istedikleri kursların ve edinmek istedikleri eğitimlerin ücretleri her geçen gün güncelleniyor. Ne yazık ki biriktirdikleri harçlıklar, kumbaralarındaki paralar bu hızlı değişimlere yetişemiyor. Ayrıca, ebeveynler de zaman zaman destek olmakta ya da talep ve ihtiyaçları karşılamakta zorluk çekebiliyorlar.

Peki, bütün bunlar çocuklarda nasıl hisler doğuruyor ve neleri etkiliyor olabilir?

  • Gençler ve çocuklarda son dönemlerde depresif duygu durumu ve geleceğe yönelik umutsuzluk gözlemlenebilir. Mezun olduktan sonra iş bulmak ile ilgili sıkıntılar ile karşılaşma ve kazanacakları maaşların yetersiz kalacağının olasılığı hayal kurmalarının, geleceğe umutla bakmalarının önüne geçiyor olabilir. Bu anlamda okul başarısında düşüşler, sorumluluk bilincinde azalma, derslere karşı isteksizlik, ilgi ve motivasyon kaybı sıklıkla gözlemlenebilir.
  • Çalışmalar sosyal etkileşimlerin çocukların ve gençlerin özgüveni artırmasında yardımcı olduğunu, farklı bakış açıları öğrenmelerini olanaklı kıldığını, duygusal destek almalarına imkan verdiğini ve keyifli vakit geçirmelerine yardımcı olduğunu göstermiştir. Ne yazık ki finansal imkansızlıklar çocukların etkileşimde bulunabilecekleri alanları kısıtlayabilmekte, yeni hobiler ve arkadaşlıklar edinmenin önüne geçebilmekte ve sosyal etkileşimlerin onlara sunabileceği katkıların önüne geçebilmektedir.
  • Maddi sıkıntılar çocuklar ve gençlerin özgüvenlerinde ve benlik algılarında zedelenmeye sebep olabilir. Finansal zorluklar yaşamayan bireyler ile kendilerini karşılaştırabilir. Bu karşılaştırma neticesinde kendilerini eksik ya da yetersiz hissedebilirler. Bu duygularla baş etmek güçleştiğinde öfke kontrolünde güçlük, iritabilite ve saldırganlık açığa çıkabilir.
  • Ekonomik zorluklar ebeveynlerin de eskiye nazaran daha çok çalışmalarına sebep olabilir. Bu durumda, çocuklar ebeveynlerini daha yorgun, mutsuz ve ekonomik sıkıntılardan yakınan halde görmelerine neden olabilir. Evde ya da çevrelerinde sıklıkla finansal zorlukları duyan, maruz kalan çocuklar bazen yaşlarından daha olgun tutumlar sergileyebilirler. Kendi isteklerinden feragat edebilirler. Ebeveynlerinin hayat standartlarını korumak için gösterdikleri çabalar bazen onların kendilerini yük gibi hissetmelerine ve suçlu hissetmelerine yol açabilir.

 

 

Ekonomik zorluklarla başa çıkma stratejileri

 

  • Dürüst ve açık iletişim kurun: Bu zorlu süreçte, açık ve dürüst bir şekilde duygu ve düşüncelerinizi ifade etmeniz hem rahatlamanıza yardımcı olabilir hem de destek almanızı kolaylaştırabilir. Ayrıca, çevrenizdekilerin de kendilerini açabilecekleri paylaşım alanları yaratmanız duygusal yükü hafifletebilir. Özellikle çocuklar ile konuşurken, yaşlarına uygun açıklamalar yapmanız, onların duygu ve düşüncelerini önemseyerek dinlemeniz, çocuklarınızın kaygılarını yatıştırmakta yardımcı olabilir.
  • Yardım ve destek talep edin: Güvendiğiniz kişilerden, yakınlarınızdan ve yardım kuruluşlarından destek veya yardım talep edebilirsiniz. Dayanışma ve destek ortamları yalnız hissetmemenizi, çözüm yolları bulmanızı ve anlaşılmış hissetmenizi olanaklı kılabilir.
  • Esnek olun: Ekonomideki hızlı değişimler karşısında esnek olmanız, alternatif planlar ve bakış açıları geliştirmeniz, yeni koşullara uyum sürecinde faydalı olabilir.
  • Keyif alacağınız aktiviteler keşfedin: Kendinizi rahatlatabilecek, keyif aldığınız aktiviteler yapabilirsiniz. Bu aktiviteler duruma, zamana ve kişiden kişiye göre farklılıklar gösterebilir. Bu sebeple kendi içinize dönüp, size neyin iyi geleceğini düşünmek ve daha sonrasında eyleme dökmek rahatlamanızda yardımcı olabilir. 
  • Rutinler oluşturun: Ekonomik belirsizliklerin karşısında olaylar iradeniz dışında gelişiyor ve kontrolü kaybediyor gibi hissedebilirsiniz. Rutinler oluşturmak kontrol hissiyatınızın artmasında ve güven duygunuzun tazelenmesinde faydalı olacaktır. Örneğin; günlük, saatlik ya da haftalık rutinler planlayıp uygulayabilirsiniz.
  • Öz-bakımınıza önem verin: Kendinize zaman zaman şefkat göstermek, sağlıklı yaşam koşulları oluşturmak, dinlenmek ve rahatlamak için alanlar yaratmak kaygınızın azalmasında yardımcı olabilir.
  • Meditasyon yapın: Ekonomik zorluklar stres oranında artışa sebep olabilir. Meditasyon ise bu zorlu süreçte rahatlamanızda, kortizol (stres hormonu) seviyenizin azalmasında ve gevşemenizde etkili olabilir.  
  • Oyunu arttırın: Çocuklar, yetişkinler kadar sözel olarak kendilerini ifade edemeyebilirler. Onların dili oyundur. Çocuğunuzun kurduğu oyunları takip edebilirsiniz ve size verdiği rollere girebilirsiniz. Bu sayede, çocuğunuzun deneyimlediği zorluklarda ona destek olabilirsiniz. Ayrıca, oyun oynama ilişkinizdeki bağı güçlendirmenize, birlikte eğlenceli vakit geçirmenize ve çocuğunuzun değerli, anlaşılmış hissetmesine yardımcı olur.
  • Ücretsiz etkinliklere katılın: Çevrenizde olan ücretsiz etkinlikleri takip ederek katılabilirsiniz (Örneğin; gitmek istediğiniz bir şehrin ya da müzenin tur videolarını izleyerek sanal turlara, ücretsiz konserlere, sergilere katılabilirsiniz) ya da para harcamadan yapabileceğiniz etkinlikler planlayabilirsiniz (Örneğin; doğa yürüyüşleri yapmak, piknik yapmak, sahilde koşmak, vb.). Bu sayede eğlenceli vakit geçirerek mutlu hissedebilir, arkadaşlarınızla sosyalleşebilir ve yeni ilişkiler kurabilirsiniz.
  • Yeni hobiler edinin: Online ücretsiz kurslara katılarak yeni hobiler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz ve evde öğrendiklerinizi uygulayabilirsiniz (Örneğin; yeni tarifler öğrenebilirsiniz, resim çizebilir, spor yapabilirsiniz, vb.). Böylece, kendinize yeni meşguliyetler bulmanız zihninizin ekonomik zorluklarla sürekli meşgul olmasının önüne geçebilir ve stres seviyenizi azaltabilir.