Özel Beyaz Bireysel Gelişim ve Aile Danışma Merkezi - 0212 231 6112 / 0532 201 4180

 

 

 

 

Hayatı doğrudan tehdit eden bir olaya doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalmış bireylerin ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir. Yaşanan travmatik deneyimler bireylerde belli semptomların açığa çıkmasına, güven duygularında zedelenmeye ve birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Peki, bireyler üzerinde olumsuz birçok etkiye sebep olan bu deneyimler bireyler üzerinde olumlu etkiler de yaratabilir mi? Yaşanılan travmatik deneyimlerin ardından “eski normale” dönmek oldukça güçtür. Zorlu yaşam olaylarının deneyimlenmesinin ardından bireylerde olumlu değişimler ve/veya gelişimler gözlemlenebilir. Bu durum literatürde “travma sonrası büyüme” olarak tanımlanmaktadır.

2008 yılında Tedeschi ve Calhoun yaptıkları bir çalışmada travma sonrası büyümeyi beş farklı alanda gözlemlediklerini belirtmişlerdir. Bahsettikleri değişimler:

 

  1. Kişilerarası ilişkiler: Yaşanılan bir travma sonrasında bazı bireylerin kişilerarası ilişkilerinde olumlu değişimler gözlenmiştir. Travma öncesi duruma kıyasla bireylerin yakınlık kurma ve empati becerilerinde artış gözlemlenmiştir. Aynı zamanda bireylerin duygularını ve kendilerini daha çok ifade etme isteği de yoğunlaşmıştır.
  2. Kendilik algısı: Travmatik olaylar insanların incinebilirlikleri ile yüzleşmelerine sebep olur. Bu anlamda, incinebilirliklerini görmüş olmalarına rağmen zorlu hayat koşulları ile baş edebilmek onların özgüvenleri ve kendilik algıları üzerinde olumlu bir etki yaratır.
  3. Yaşamın değeri: Yaşanılan zorlu yaşam koşullarından sonra bireyler günlük şeylerin değerini daha fazla bilmenin yanı sıra önceliklerini de tekrardan gözden geçirirler.
  4. Yeni amaçlar ve hedefler: Amaçlara ulaşmada farklı yolların denenir ve gerektiğinde hedefler daha gerçekçi biçimde tanımlanır.
  5. İnanç sistemi: Dini inanışlarda değişimler ve varoluşsal düşüncelerin ortaya çıkması da gözlenen değişimler arasındadır.

 

Çocuklarda Travma Sonrası Büyüme

 

Deneyimlenen zorlu yaşam koşullarından yetişkinler kadar çocuklar da etkilenmektedir. Fakat, bu etkiyi çocuktan çocuğa farklı kılan faktörler olduğu düşünülmektedir. Çocukların ne derece etkilendiği ve travma sonrasında büyüme gösterebilmeleri için hangi koşulların yardımcı olduğu araştırılmıştır. Bunların bir kısmı çocuğun kendi kişisel özellikleri ile ilgili iken bir kısmı da çevresel ve ilişkide bulunduğu kişiler ile şekillenmektedir. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  1. Çocuğun gelişimsel düzeyi: Bazı araştırmalar yaş büyüdükçe travma sonrası büyümenin de daha fazla olduğunu saptamışlardır (1). Bu durum çocukların yaşlarının büyümesi ile birlikte sözel olarak kendilerini daha rahat ifade etmeleri ile ilişkilendirilebilir. Olumsuz duygularını sözel olarak paylaştıkça ve dışa vurdukça zorlu olayların ardından uyum ve travma sonrası büyüme gözlemlenebilmektedir.
  2. Bağlanma stili: Bakım vereni ile güvenli bağlanmış çocuklar olası bir kaygı verici durum ile karşı karşıya kaldıklarında bu durum karşısında duygularının daha farkındadırlar ve sözelleştirme kapasitelerinin daha yüksektir. Aynı zamanda sorun ile karşı karşıya kalsalar bile çözüme ulaşma yolunda çevrelerinden destek geleceğine dair inançları daha kuvvetlidir. Bu durum hem kendilerini önemli hissetmelerinde hem de olay ile baş etmelerinde büyük bir öneme sahiptir.
  3. Ailelerinin yaşadıkları zorlu olay karşısında verdikleri tepkiler: Çocuğun çevresindeki yetişkinlerin (özellikle bakım verenin) tepkileri çocuğun travmatik olay ile baş etmesinde önemli rol oynamaktadır. Yetişkinler zorlu yaşam olayının ardından çocuğun sakinleşmesinde katkı sağlayabileceği gibi haddinden fazla uyarılmasına da neden olabilir (6).
  4. Travmaya nasıl ve ne derece maruz kaldığı: Travmatik olaylar sonrasında çocuklar dolaylı ya da doğrudan travmatik deneyim ile karşı karşıya kalabilir. Her çocuğun deneyimi farklılıklar gösterebilir. Fakat, travmatik olayı doğrudan deneyimlememiş olmasına rağmen medya, sosyal medya ya da çevresindekilerden sıklıkla olaya ilişkin haberlere maruz kalmak da çocukların üzerinde travmatik bir etki oluşmasına ve belli semptomları göstermelerine sebep olabilir. Buna ek olarak, şiddeti büyük bir travmatik deneyim ile karşı karşıya kalan bireylerin daha az şiddetli bir travmatik deneyim ile karşı karşıya kalanlara göre travma sonrasında büyüme oranlarında daha fazla artış olduğu bulunmuştur (4).
  5. Olay esnasında ya da sonrasında çevrelerinden sosyal destek alıp alamadıkları: Olay esnasında ya da ardından yapılan sosyal destek ve yardımlar çocukların zedelenen güven duygularda olumlu bir etkiye sahiptir. Bu da travma sonrası büyümeye katkı sağlamaktadır.
  6. Ebeveynlerin problem çözme becerisi: Ebeveynlerin zorlu yaşam olayı karşısında sorunları çözmeye dair tutum sergilemesi çocukların kendilerini güvende hissetmelerinde büyük bir öneme sahiptir. Bu güven duygusu da olay ile baş etmelerinde yardımcı bir faktör olarak görülmüştür (3).

 

Çocuğun travma öncesindeki ruh sağlığındaki işlevselliği, hayata bakış açısı ve kurmuş olduğu bağlanma şekli, deneyimlediği travma ile baş etmesinde etkili olduğu kadar travma deneyimi sırasında ve sonrasında ailesindeki ve çevresindeki kişilerin onu güvende hissettirecek, yalnız bırakmayan ve destekleyen tutumu da önemli bir rol oynamaktadır.  Bütün bunlar düşünüldüğünde, travmatik olayın ardından çocukların bireysel ve çevresel olarak aldıkları destek bu zorlu süreçlerin ardından kendilik algılarında, ilişkilerinde ve hayata dair bakış açılarında önemli değişikliklere yol açabilmektedir. Bir başka deyiş ile, çocuğun zorlu yaşam olayı ile mücadele etmesi, yanında ona destek olacak yetişkinlerin olduğunu fark etmesi, başına zorlu deneyimler gelmiş olmasına rağmen yalnız olmadığını bilmesi, kendisinin değerli olduğunu kavraması, çocuğun kendilik algısında, ilişkilerinde ve hayata bakış açısında önemli bir yere sahip olacaktır. Bu durum, travma sonra büyümenin gerçekleşmesini olanaklı kılınabilecektir. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuk ve ergenler de travma sonrası büyüme ile birlikte kendilerini daha öz güvenli, güçlü, sabırlı ve zorlu yaşam olayları karşında daha dayanıklı hissettikleri saptanmıştır. Bunlara ek olarak, çevresindeki bireyler ile ilişkilenme, yakınlık kurma isteği ve başkalarına karşı güven hislerinde de artış olduğu söylenilebilir. Ayrıca, istedikleri yeni ilgi alanlarına, daha önce deneyimlemedikleri fırsatlara açık olma durumu da gözlemlenebilmektedir. Bir başka deyiş ile, yeniliklere karşı adaptasyonlarında artış olduğu da dile getirilebilir.

 

Referanslar

  1. Barakat, L. P., Alderfer, M. A., & Kazak, A. E. (2006). Posttraumatic growth in adolescent survivors of cancer and their mothers and fathers. Journal of Pediatric Psychology, 31(4), 413-419.
  2. Ezerbolat, M., & Özpolat, A. G. Y. (2016). Travma sonrası büyüme: travmaya iyi yanından bakmak. Kriz Dergisi, 24(1).
  3. Kılıç, E. Z., Uslu, R. İ., Erden, G., & Kerimoğlu, E. (2007). Çocuklarda travma sonrası stres bozukluğu belirtilerini sürdüren ailesel etmenler, Kriz dergisi 7(2):1-8.
  4. Tedeschi, R. G., & Calhoun, L. G. (2004). " Posttraumatic growth: conceptual foundations and empirical evidence". Psychological inquiry, 15(1), 1-18.
  5. Tedeschi, R.G., ve Calhoun, L.G. (2008). Beyond the concept of recovery: Growth and the experience of loss. Death Studies, 32, 27–39
  6. Van der Kolk, B. A. (1987). The drug treatment of post-traumatic stress disorder. Journal of affective disorders, 13(2), 203-213.
  7. Vural, P., & Çiçek, D. B. (2021). Çocuklarda Travma Sonrası Büyümenin Yordayıcıları Üzerine Bir Literatür Taraması.