Özel Beyaz Bireysel Gelişim ve Aile Danışma Merkezi - 0212 231 6112 / 0532 201 4180

 

 

       İnsan ilişkisel ve sosyal bir varlıktır. İlişkiler insanları canlı tutar, geliştirir ve dönüştürür. Aile ilişkileri gibi bazı kökensel ilişkiler ömür boyu sürme eğilimi gösterirken, bazı ilişkiler yaşam süresince türlü değişimlere uğrar. Örneğin arkadaşlık ilişkileri ya da romantik ilişkiler gibi. Bu tarz ilişkilerde, ilişkisel doyum mevcut ise ilişkinin süresi de ona bağlı olarak uzayabilir ve hayat boyu kalıcılığa evrilebilir. Ancak bazen, gerek ilişkisel doyumun yetersizliğinden (örneğin sevgi ve ilgi boyutlarının karşılıklı olamaması) gerek herhangi başka bir sebepten (tercihlerin ya da isteklerin değişmesi, güven duygusunun sarsılması gibi) arkadaşlık ilişkileri ya da romantik ilişkilerin vadesi dolar. Ve ayrılık kapıyı çalar. Ayrılığın kapıyı nasıl çaldığı, yani ilişkinin nasıl sonlandırılacağı meselesi en az ilişkiye başlamak kadar önemlidir. Duygusal olarak alan açılmış ve yatırım yapılmış her türlü ilişkinin sağlıklı bir şekilde başlama ve bitme hakkı vardır. Bir ilişkinin nasıl bittiği, öbür ilişkinin nasıl başlayacağının da büyük ölçüde belirleyicisidir. İlişkinin sağlıklı bir şekilde bitmesi için hem düşüncelere (neden böyle bir karar alındı vs gibi) hem de duygulara (bu ilişkinin ve sonlanmasının uyandırdığı duyguların paylaşılması vs gibi) yer vererek konuşabilmek ve vedalaşabilmek çok önemlidir.

 

İlişkilere yatırımın en fazla olduğu, pek çok yeni ilişkinin filizlendiği ve çeşitlendiği; var olan ilişkilerin de yeniden gözden geçirildiği ergenlik dönemini ele alalım. İlişkiler ergenler için bir oyun alanıdır. Bu, önceki oyunlardan yani tüm odağın ailedeki ilişkilerden ibaret olduğu zamanlardan biraz daha farklıdır. Önceden, oyunun kuralları ebeveynler tarafından tüm olasılıklar düşünülerek güvenle oluşturulmuşken artık ergenlerin kendi kurallarıyla yeni oyunlara yolculuk yapması gerekir. Örneğin, anne ve babasının çocukluktan itibaren duyguları paylaşmaya dair olumlu tutumları sayesinde duyguların paylaşılabilir olduğunu özümseyen bir ergen, bir arkadaşı ya da sevgilisiyle kurduğu yeni ilişkide karşı tarafın tutumları nedeniyle duygularını paylaşmaktan geri durabilir. Bu artık onun için öncekinden farklı bir ilişki ve kuralların güncellendiği bir oyun alanı olmak zorundadır. Oyun alanı bir geçiş alanıdır, belki de yetişkinliğin bir provasıdır. Denemeler, yanılmalar, hayal kırıklıkları elbette baş sırada yerini alacak ve en sonunda, ergenlik döneminden yeni kurallar, yeni bakış açıları ve deneyimlerle çıkılacak.

 

Son zamanlarda, ilişkilerde “hayal kırıklığı” yaratan bir fenomen nedeniyle ilişkiler sağlıklı bir kapanışla bitemediğinden ergenlerin keşif yaptıkları ilişkisel oyun alanları ciddi anlamda zarar görmekte.  Bu fenomenin adı “ghosting” yani “hayaletleşme”. Tahmin edileceği üzere, adını hayaletlerden alıyor. Cambridge sözlüğü ghostingi “biriyle aniden tüm iletişimi durdurarak ilişkiyi sonlandırmak” olarak tanımlıyor. Bir arkadaş grubu içerisinde ya da bireysel bir ilişkide karşıdaki kişiden herhangi bir açıklama gelmeden bireyle tüm iletişim kesiliyor. Bu duruma maruz kalan kişi “ghostee”, ilişkiyi aniden durduran kişi ise “ghoster” olarak tanımlanıyor. Bazı ilişkiler, her iki tarafın da karşılıklı kararı ile bitebilirken, bazı ilişkiler ise yalnızca bir tarafın ilişkiyi sonlandırma kararı ile bitebiliyor. Genellikle, ilişkide kalmak isterken terk edilen olmak yeterince zor bir deneyimken bir de karşıdaki kişinin hiçbir açıklama yapmadan, sanki bu ilişki hiç var olmamışçasına ortadan kaybolması hem çok kafa karıştırıcı hem de çok acı verici bir deneyim olarak sonuçlanıyor. Koessler, Kohut, ve Campbell (2009) ‘a göre ghosting ile sonlanan ilişkilerin çoğu kısa süreli ve bağlılığın az olduğu ilişkilerdir. İlişki süresi uzadıkça ve bağlılık arttıkça, ilişkilerin konuşarak sonlandırıldığını belirtmişlerdir. Yani özellikle online arkadaşlık sitelerinde ilişki arayan gençler açısından ghosting mağduru olmaları an meselesi. Günümüz koşullarında, teknolojik sosyal bağlantılarla başlayan ilişkiler (internet, telefon uygulamaları gibi) yüz yüze başlayan ilişkilerden çok daha ön planda. İçinde bulunduğumuz pandemi dönemiyle beraber dış dünyadaki kısıtlamaların da etkisiyle, ilişkisel bir deneyim arayan kişiler online platformları daha çok tercih etmek zorunda kalıyor. Bu ilişkisel deneyim, hem romantik bir ilişki arayışı hem de online oyunlar içerisinde oluşan arkadaşlıkların arayışı şeklinde olabilir. Bu durum da yine ghosting kavramının ne kadar sıklaşabileceğini akıllara getiriyor.

 

Peki bu kavramın ardındaki psikolojik dinamikler/boyutlar ve etkileri neler olabilir?

 

Öncelikle ghost edilen kişi/ghostee açısından dezavantajları olan bu durumu biraz daha detaylı ele alalım. Ghosteelerin bu deneyimin ardından oldukça yoğun bir hayal kırıklığı yaşadıkları ve korku, kaygı gibi duygularının tetiklendiği bulunmuştur (Kallis, 2017 ve Nunez, 2018). Ghosteeler, başkaları üzerinde yeterince iyi bir izlenim bırakıp bırakamadıklarından şüphe duymaya başlarlar. Örneğin, “acaba insanlar benimle ilgili ya da benim profilimle ilgili bir şeyi beğenmediler mi?” gibi sorgulamalara gidebilirler. Böylece, kendilerini suçlarlar (LeFebvre, 2017) ve kendileriyle ilgili algıları zedelenmiş olur (Whitbourne, 2015). Psikoterapist Jennice Vilhauer’e göre ghosteelik deneyimi en az fiziksel acı kadar can acıtabilir (Essig, 2018). Burada bir reddedilme durumunun varlığından söz edilebilir. Bir çalışmada, sosyal olarak reddedilme yaşamanın ve fiziksel bir acı yaşamanın beyindeki aynı bölgeleri aktive ettiği MRI görüntüleriyle ortaya konulmuştur. Reddedilme, kişiye kendi değerini ve yetersizliklerini sorgulatır. Bu denli zor duyguların ardından ghosteenin ilerideki ilişkileriyle ilgili güveni sarsılır. Bundan sonra zarar görmemek adına ya kendini geride tutar ve yeterince bağlanmaktan kaçınır ya da en kötü ihtimalle yeniden canı yanan bir ghostee olmaktansa, can yakan bir ghoster olmayı seçebilir. Şiddet döngüsünün kaçınılmaz sonu gibi, mağdur olmaktansa mağdur etmeyi tercih edebilir.

 

Ghost eden kişi/ghoster açısından ise durum oldukça avantajlıdır. Ghosterler, herhangi bir açıklama ya da vedalaşma çabasına girmeden ilişkiyi durdurarak pek çok duygusal yükten kendilerini soyutlarlar. Örneğin, ayrılık konuşmasının beraberinde getirebileceği öfke, hayal kırıklığı, hüzün gibi duygulardan hem kendileri hem de karşı taraf adına paçayı sıyırırlar. Ya da sıyırdıklarını sanarlar? Hayalet olmak, öfkenin pasif agresif bir dışavurumu olarak düşünülebilir. Belki de konuşarak ayrılmak ve uzaklaşmak kendi öfkelerinin aktif bir şekilde açığa çıkması ve bundan duydukları endişe ile yakından ilgilidir. Ghosterlar için hayalet olmak bir kaçınma tepkisidir. Aynı zamanda oldukça ilkel bir tepkidir. Var olmak ve yok olmak, insanoğlunun en arkaik ve erken döneme ait meseleleridir. Dünyaya geldiğimizde, varlığımızı sürdürebilmek isteriz. Bunun için bakım veren ebeveynin, bebeği görerek, duyarak, şefkat ve ilgi göstererek, besleyerek onu var etmesi gerekir. Anne var olur ve çocuk da artık var olabilir. Eğer anne tutarlı bir şekilde varlığını bir bakım veren olarak ortaya koyamıyorsa, bebeğini zihninde taşıyamıyor ve ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa bebek de kendi var oluşunun devamından şüphe duyar. Çünkü bebeklik dönemi, ancak bir bakım verenin varlığında hayatta kalınabilecek kadar çaresizliklerle dolu bir dönemdir. Bebek kendi başına yemek yiyemez, tuvaletini altına yapar, ayakta duramaz yani bir insan olarak desteksiz var olamaz. Dolayısıyla, ghosterların yaşattıkları bu deneyim aslında hem onlara hem de ghosteelere bir yerlerden tanıdık gelir. Her iki taraf açısından da bir yok oluştur. Bu yok oluşu başlatan kişi olmak, geçmişte kendisine yaşatılmış herhangi bir yok olunma deneyiminin intikamı olabilir mi? “Bir vardın, yok oldun ve beni de yok ettin. Şimdi ben de bir vardım ve yok oldum. Onu da yok ettim.” Yani ilişkide pasif bir şekilde yok edilen olmanın acısı birinin hayatından aktif bir yok oluşla mı çıkartılmaktadır?

 

Ghosterlara bir de Leon Festinger tarafından ortaya atılan Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi (Cognitive Dissonance Theory) gözünden bakalım. Bu teoriye göre, insanlar düşüncelerini ve davranışlarını geçmişteki deneyimlerine göre belirlerler. Ancak bazen, kendi inanç sistemlerine aykırı bir durumla karşılaşabilirler. Bu durumda bir çelişki meydana gelir ve kendi inanç sistemlerinden uzaklaşmamak adına sonradan meydana gelen çelişkiyi kabul etmeyerek ya da görmezden gelerek yok saymak isteyebilirler. Örneğin, daha önceleri aniden terk edilmiş bir ghoster aslında aniden ortadan kaybolmanın uygun bir davranış olmadığını bilmesine rağmen karşısındakine bu uygunsuz davranışı sergileyebilir. Tüm kanıtlar ve önceki deneyimleri tersini iddia etmesine rağmen, ghosterın zihni bir çeşit yanılsama içerisine girer ve inandığı şeyin doğru olduğu konusunda direnç gösterir. Konuşarak ilişkiyi bitirmektense zamandan ve zorluklardan tasarruf etmenin daha uygun bir yol olduğuna zamanla kendini inandırır.

 

Aileler ghoster ve ghostee çocuklarına nasıl destek olabilir?

 

*Eğer ghoster olan çocuğunuz, sizden destek istemeye karar vermezse ona yardımcı olmak pek kolay değildir. Herhangi bir şekilde bu durumdan haberdar olmuşsanız bunu çok önemli bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Çocuğunuzla ilişkilerin doğasına dair konuşabilir, ilişkilerin nasıl başlayabileceği, nasıl bitebileceği ve biterken hangi yolların hem ilişkiyi hem de karşı tarafı korumak adına daha uygun olabileceğine dair paylaşımlarda bulunabilirsiniz. Çocuğunuzun ilişkiyi sonlandırma kısmında seçtiği yöntem aslında onun ilişki kurma biçimine ve bağlanma stiline dair ipuçları verebilir. Bu ilişki kurma biçimi çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyle ne kadar yakından ilgili olabilir diye düşünebilirsiniz. Belki 2-3 yaşlarında sizden ayrışma ve bireyselleşme sürecindeyken ve sizden biraz uzaklaşmaya, sizi terslemeye, sizinle çatışmaya ihtiyaç duyarken siz onun bu ihtiyacına kırıldınız, karşı çıktınız ya da küstünüz. Onun da bu deneyimden öğrendiği, mesafe almanın karşı tarafı yıkacak, üzecek bir duruma yol açtığı oldu. O da çözümü, karşı tarafın çöküşüne şahit olmadan usulca yok olmakta, gözden kaybolmakta ya da ileride hayaletlere karışmakta buldu. Veya, sizin bir arkadaşınızın hayatından birden yok olduğunuzu gözlemledi, öğrendi. Yani sizi model aldı.

 

*Ghoster çocuğunuza en iyi desteği, karşı tarafın duygu ve düşüncelerini göz önünde bulundurmasını sağlayarak verebilirsiniz. Acaba hiçbir açıklama duymadan terk edilen kişi neler hissediyordur? Aklından neler geçiyordur? Sorun kimdedir? Neydedir? Kendini kim bilir nasıl suçluyordur? Bir daha kime nasıl güvenebilir? Bu durum çocuğunuzun başına gelse o neler hissederdi? Ne olsa rahatlardı? Beraber bunların üzerine düşünmek faydalı olabilir. Karşıdaki kişiye yapılacak konuşmanın provası önce sizinle birlikte gerçekleşebilir, siz çeşitli tepkiler verebilir ve çocuğunuzu gelecek olası tepkilere hazırlayabilirsiniz. Örneğin, ilişkiyi sonlandırma isteğine ağlayarak, bağırarak, küserek tepki veren karşı tarafı canlandırabilirsiniz. Bu tepkilerin bir ölçüye kadar doğal olduğunu vurgulayabilirsiniz.

 

*Ghostee mağduru olmuş çocuğunuza destek olmak için öncelikle iç dünyasında hakim olan duygularını anlamaya çalışarak yola koyulmanız gerekir. Reddedilme, tercih edilmeme, dışarıda bırakılma, istenmeme, beğenilmeme, sevilmeme, yok sayılma ve görmezden gelinme iç dünyanın acılarla kaplanmasına neden olabilir. Bu duyguların, sizler tarafından görülmesi ve duyulması gerekir. “Anlıyorum, reddedilmek canını çok acıttı. Çok kırıldın, üzüldün, öfkelendin. Bu duyguların hepsini yaşamaya hakkın var. Zamanla hepsi hafifleyecek. Ben yanındayım. Birlikte bunları onarabiliriz” tarzındaki söylemler çocuğunuza ilaç gibi gelebilir.

 

*Eğer siz de hayatınızda daha önce böyle bir deneyim yaşadıysanız onunla paylaşabilirsiniz. Bu sayede, bu durumun dünyada sadece kendisinin başına gelmediğini düşünme şansı olur. Yoğun duyguların etkisi altındayken mantıksal düşünme becerileri sekteye uğrayabileceğinden, duyguların yoğunluğu hafiflediğinde bu olay üzerine konuşmak çok daha faydalı olur. Önemli olan, duyguların yoğunluğunu hafifletmek için “Olabilir, ne var ki, herkesin başına gelebilir böyle durumlar, çok yıprattın kendini, bak en üzülünce ben de üzülüyorum yapma böyle, hadi gel seni mutlu eden şeyleri düşünelim” tarzındaki söylemlerle duyguların yaşanma fırsatını engellememektir. Önce duygular yaşanmalı, sonra olay hakkında konuşulup anlam verilmelidir.

 

*Tıpkı çocuğu ghoster olan ebeveynler gibi, sizin de ghostee mağduru olan çocuğunuzu düşündürmeniz faydalı olabilir. Karşı tarafın neden böyle bir yöntem tercih ettiği, bunun ona dair ne anlamlar taşıyabileceği, aslında sağlıklı olanın nasıl bir sonlandırma olduğu konuşulabilir. Elbette, güveninin sarsılmasının çok normal olduğu ancak her ilişkinin böyle bitmeyeceği ve herkesin bu şekilde ortadan kaybolmayacağını hatırlatmakta fayda var. Kendini daha güvende hissedebilmesi adına, ilişkiye olan yatırımını biranda değil yavaş yavaş ve karşı tarafı tanıdıkça pekiştirmesi önerilebilir. Yüz yüze ilişkiler ve online ilişkiler arasındaki farklılıklar, avantajlar ve dezavantajlar tekrar gözden geçirilebilir.

 

 

 

 

Kaynakça:

Essig, L. (2018). Dating apps, the big white wedding, and chasing the happily never after. California: University of California Press.

Festinger, L. (1957). A theory of cognitive dissonance. Evanston, IL: Row, Peterson

Kallis, R. (2017). Swipe left or right but what happens for the rest of the night? A qualitative approach to understanding the life cycle of Tinder relationships. Theses and Dissertations. Retrieved from: https://knowledge.library.iup.edu/etd/1504?utm_source=knowledge.library.iup.edu%2 Fetd%2F1504&utm_medium=PDF&utm_campaign=PDFCoverPages

Koessler R.B., Kohut T., Campbell L. (2019). When boo becomes a ghost: The association between breakup strategy and breakup role in experiences of relationship dissolution. Collabra Psychol, 5:29.

LeFebvre, L. E (2017). Phantom lovers: Ghosting as a relationship dissolution strategy in the technological age. The Impact of Social Media in Modern Romantic Relationships. 219-237. Nunez, A. (2018). A world of swiping. Retrieved from: https://psych2go.net/the-4-mentaleffects-of-swipe-dating-apps/

Nunez, A. (2018). A world of swiping. Retrieved from: https://psych2go.net/the-4-mentaleffects-of-swipe-dating-apps/

Whitbourne, S. K. (2015). The most compassionate way to end a relationship. Retrieved from: https://www.psychologytoday.com/us/blog/fulfillment-any-age/201506/the-mostcompassionate-way-end-relationship

https://dictionary.cambridge.org/es/diccionario/ingles/ghosting